Estergon Kalesi

Estergon Kalesi'nin Fethi (10 Ağustos 1543)

  Bazı hâdise veya mekânlar vardır ki, millî hafızamızda farklı bir yerde dururlar. Adına hikâyeler yazılmış, türküler söylenmiş, filmler çekilmiş olan Estergon Kalesi bizim için böyle bir öneme sahiptir. Estergon (Gran), Tuna nehrinin güney kıyısında Macaristan'ın önemli kalelerinden biridir. Karşı kıyısı Slovakya topraklarıdır. Burada da meşhur Ciğerdelen Kalesi bulunmaktadır. Estergon aynı zamanda Macaristan'ın dinî merkezidir ve Macaristan'ın Katolik başpiskoposu burada oturmaktadır.

Kanunî Sultan Süleyman, Macar Kralı Zapolya'nın ölümü üzerine nazik hâle gelen bölgedeki durumu düzeltmek üzere 9. Seferi Hümâyunu olan Budin Seferi'ne çıkmıştır. Neticede Macaristan "Budin Beylerbeyiliği" adıyla bir eyalet hâline getirilmiştir. Artık o, protokolde Mısır'dan sonra en önemli ikinci eyalettir. Kral Ferdinand'ın Budin'i almak üzere bazı teşebbüslere girişmesi üzerine, Kanunî bölgeden çok uzaklaşmayarak 1542–43 kışını Edirne'de geçirmişti. Baharın gelmesi ile de 10. Seferi Hümâyunu olan Estergon Seferi'ne çıkmıştı. Bu sırada Akdeniz'de de amansız bir mücadele devam ediyor, Fransa'nın yok olmaması için İspanya'ya karşı Donanmayı Hümâyun Barbaros Hayreddin Paşa'nın komutasında Batı Akdeniz ve İtalya sahillerinde boy gösteriyordu. Bu suretle de ikinci bir cephe açılmış oluyordu. Padişahın Edirne'den yola çıkmasıyla, 371 parçadan meydana gelen Tuna ince donanması da erzak ve mühimmat ile hareket etti. Avrupa içlerine yapılan askerî faaliyetlerde lojistik destek Tuna donanması vasıtasıyla sağlanmaktaydı. Daha önce Almanların eline geçene Peç ve Şikloş kaleleri geri alınarak Estergon önlerine gelindi. Budin'e yaklaşık 30 km. mesafede bulunan kale 315 topla dövülmeye başlandı. Kaleyi Alman, İspanyol ve İtalyanlardan meydana gelen bir kuvvet savunuyordu. Müdafilere teslim olmaları için yapılan ikazlar reddedildi.

Neticede, bir piyade albayı ve bir bahriye albayının da şehit düştüğü muhasara 12 gün devam etti. Kale, sonunda teslim oldu. 10 Ağustos Cuma günü Padişah Cuma namazını bir kilisede eda etti. Şehirde bulunan önemli hiçbir dinî ve kültürel esere dokunulmadı. Kalenin ve istihkâmlarının yeniden ve hızla inşası için her sipahinin üç yük, her paşanın da bin yük taş getirmesi emredilerek kale tahkim edildi. Estergon ve daha sonra fethedilecek İstolni Belgrad iki sancak hâline getirildi. Bundan sonra Estergon, Avusturya ve Almanya içlerine gerçekleştirilecek her askerî hareketin merkezi ve akıncıların önemli bir karargâhı hâline gelmiştir. Yani Osmanlı için Estergon; Viyana'ya giden yolda Tuna kıyısında bir duraktır artık.

Estergon Kalesi'ni esas meşhur hâle getiren, fethinden 30 yıl sonra 1595'te elimizden çıkmasına sebep olan hâdiselerdir. 1605 yılında yeniden alınan kale, 78 yıl sonra 2. Viyana kuşatmasının arkasından yaşanan bozgun neticesi 1683 yılında kesin olarak kaybedilmiştir.

"Estergon Kalesi subaşı durak
Kemirir gönlümü bir sinsi firak
Gönül yâr peşinde yâr ondan ırak
Akma Tuna akma ben bir dertliyim"


 Alıntı: Mehmet HALEOĞLU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Twitter Dünyası En Güncel Tweetler

Atlas Jakuzi - Jakuzi Modelleri - Çift Kişilik Jakuzi Modelleri - Spa Jakuzi Modelleri - Açık hava jakuzi fiyatları

Betmove Bahis Yazılımları